|
|
Hz.
Peygamber (s.a.v.): ''Biz onun (Nuh'un) zürriyyetini baki kıldık.'' (Saffat
suresi, ayet 77) ayetini tefsir ederken onun devamlı ve baki olan zürriyetinin
Sam, Ham ve Yafes olduğunu beyan etmiştir.
Vehb
bin Münebbih ise Arap, Fars ve Rumların atasının Sam, Sudanlıların atasının
Ham, Türkler ile Ye'cuc ve Me'cuc'un atalarının Yafes olduğunu söylüyor. Bir
rivayete göre, Kıptiler Ham'ın oğlu Kut'un çocuklarından üremişlerdir.
Ham'ın
nesIinin siyahı olmasının sebebi ise şudur: Hz. Nuh uyuduğu zaman avret yeri
açılmıştı; Ham babasının bu durumunu gördüğü halde onun avret yerini
örtmemişti. Diğer iki oğlu Sam ile Yafes babalarının avret yerlerini görür
görmez hemen üzerine bir elbise atarak örtmüşlerdi. Hz. Nuh uyanınca Ham ile
diğer iki kardeşinin yaptıklarını öğrendi, Ham'in aleyhine, Sam ile Yafes'in de
lehine duada bulundu.
İbn
İshak anlatıyor: "Hz. Nuh (A.S.)'un oğlu Sam'ın hanımı Sulb (Salib?),
Betavil (BeraiI?) bin Mahvil bin Hanuh bin Kayn bin Adem'in kızıdır. Sam'ın bu
hanımından Erfahşed, Esved (Eşved), Laved ve İrem adında oğlan çocukları
dünyaya gelmiştir. Fakat ben, İrem'in Erfahşed ve kardeşleriyle bir anneden
olup olmadıklarını bilmiyorum. Sam'ın oğlu Laved'in çocukları ise Fars, Cürcan,
Tasm ve Amalika'nın atası olan Amlik'tır. Şam'da (Suriye'de) kendilerine
Ken'aniler denilen zalim ve cebbar kimseler ile Mısır firavunları, Casim adıyla
bilinen Bahreyn ve Umman ahalisi bunlardandı. Yemame ile Şıhr arasında bulunan
Remi topraklarında göçebe çadır halkı olarak yaşayan Laved'in soyundan gelen
Emimoğulları da bunlardandı. Onlar, bu bölgede çoğalmışlardı; fakat işlemiş
oldukları bir günah yüzünden helak oldular, gerilerinde ise kendilerine
''Nesnas'' denilen küçük bir grup kaldı. Yemame'de yerleşen Tasm sülalesi ise
Bahreyn'e kadar uzanmışlardı. Tasım, Amalik, Emim ve Caşim Arap kavminden olup
dilleri ise Arapça idi. Daha Yesrib (Medine) şehri kurulmazdan önce Abil buraya
gelmişti. Amalik'a mensup olanlar da San'a'nın adı konmazdan önce San'a
bölgesine inmişlerdi. Hatta onların bir kısmı Yesrib'e gelerek Abil'i oradan
sürüp çıkarmışlar ve ''Cühfe'' denilen yere inip yerleşmişlerdi. Üzerlerine
boşanan bir sel yüzünden helak oldukları için burasına ''Cühfe'' adı
verilmiştir."
"Sam'ın
oğlu İrem'in Avd (Avs) Gasir ve Havil adında üç oğlu oldu.
Avd'ın
Gasir, Ad ve Abil adlarında üç oğlu dünyaya geldi. İrem'in oğlu Gasir'den ise
Semud ve Cedis doğdu. Bunlar Arap olup Arapçanın Mudai lehçesiyle konuşurlardı.
Araplar bu kavimlere ve Cürhüm'e el-Arabu'l-aribe (saf Arap) derlerdi. Yine
Araplar, kendi aralarında yaşadıkları bir sırada Arapça konuşmayı öğrendikleri
için İsmailoğullarına el-Arabu'l-mütearribe (Araplaşmış Araplar)
derlerdi."
"Ad
kavmi Reml'den Hadramevt'e kadar, Semud ise Hıcaz ile Şam arasında bulunan Hıcr
bölgesinden Vadi'l-Kura (Mekke)'ya kadar olan yerlerde ikamet edip
yerleşmişlerdi. Cadis de Tasm'a iltihak edip onlarla birlikte o gün için adı
Cevv olan Yemame'den Bahreyn'e kadar olan kısımda ikamet ediyorlardı. Caşim
topluluğu ise Umman'da kalıyordu."
"Nabat
ahalisi, Nabit bin Mas bin İrem bin Sam'ın çocuklarından meydana gelmiş,
Farslar ise Fars bin Tireş bin Masur bin Sam'ın oğullarından türemişlerdir.
"
"Sam'ın
oğlu Efrahşed'in de Kaynan adında bir oğlu oldu. Kaynan sihir ile meşgul
olurdu. Sonra Kaynan'ın da Salih bin Erfahşed şeceresiyle anılan bir oğlu
dünyaya geldi. Kaynan sihirle meşgul olduğu için Tevrat'ta bu şecerede ismi
zikredilmedi. Salih'ten ise Gabir, Gabir'den de Falağ dünyaya geldi. Falağ
kelimesinin manası ''taksim eden, bölen'' demektir. Onun bu adı alması,
yeryüzünün onun döneminde bölünmesinden ve dillerin onun zamanında
karışmasından ileri gelmektedir. Ayrıca Gabir'in Kahtan adında bir oğlu daha
dünyaya geldi. Kahtan'ın da biri Ya'rub, diğeri Yakzan adında iki oğlu oldu.
Bunlar Yemen'e yerleştiler. Yemen'e ilk yerleşen ve ''laneti icab ettirecek bir
şey yapmadın'' manasında ''ebey-te'l-la'ne'' cümlesiyle ilk selamlanan hükümdar
Kahtan'dır. Gabir'in oğlu Falağ'dan Erğu, Erğu'dan Saruğ, Saruğ'dan Nahur,
Nahur'dan Tarah, yani Arapçadaki adıyla Azer, Azer'den Hz. İbrahim (A.S.)
dünyaya gelmiştir. Ayrıca Erfahşed'in Nemrud adında bir oğlu daha doğmuştur.
Bir rivayete göre ise Nemrud'un neseb şeceresi Nemrud bin Kevş bin Ham bin
Nuh'tur."
Hişam
el-Kelbı ise bu konuda şunları söylüyor: "Hindi ve Sindler, Tevkir
(Tevkin) bin Yaktın bin Gabir bin Salih bin Erfahşed bin Sam bin Nuh'un
oğullarıdır. Cürhüm ise Yaktın bin Gabir'in çocuklarından üremiştir. Hazaramevt
de Yaktın'ın oğludur. Nesebini Hz. İsmail (A.S.)'in soyundan başkasına nispet
edenlere göre Yaktın ile Kahtan aynı kişidir. Sınhace ve Kütame'nin,
haricindeki Berberi ahalisi ise Semila bin Marib bin Faran bin Amr bin Amlık
bin Laved bin Sam bin Nuh'un çocuklarıdır. Sinhace ile Kütame ise İfrikış bin
Sayfi bin Sebe'in oğullarıdır."
"Hz.
Nuh'un oğlu Yafes'in ise Camir, Mu'a', Mürek, Buvan, Fuba, Maşic ve Tlreş
adlarındaki oğulları dünyaya gelmiştir. Bir görüşe göre Camir'in evladından
Fars hükümdarları dünyaya gelmiş, Türkler ve Hazarlar Tıreş'in çocuklarından,
Üşban ahalisi Maşic'in çocuklarından, Ye'cuc ve Me'cuc, Mu'a'ın çocuklarından,
Sakalibe (Bulgarlar?) ve Burcan (Boğdan?) ahalisi de Buvan'ın çocuklarından
üremişlerdir. Üşban ahalisi eski çağlarda, İs bin İshak'ın çocukları ve
başkaları gelip yerleşmeden önce Rum topraklarında yaşarlardı. Hz. Nuh'un üç
oğlu Sam, Ham ve Yafes'ten türeyen her kavim ayrı ayrı ülkelere dağılarak
yerleştiler ve başkalarını bu topraklardan sürüp çıkardılar. "
"Şecereleri
Lanti bin Yunan bin Yafes bin Nuh olan Rumlar da Yafes'in çocuklarından
üremişlerdir. "
"Hz.
Nuh'un oğlu Ham'ın Mısrayim, Kevş, Kut ve Ken'an adlarında dört oğlu olmuştur.
Ham'ın oğlu Kevş'ten Nemrud dünyaya gelmiştir. Bir rivayete göre, Nemrud'un
Sam'ın oğullarından olduğu söylenir. Ham'ın çocuklarının geri kalanları ise
Nuba, Habeş ve Zengibar sahillerine gidip yerleşmişlerdir. Berberi ahalisi ile
Kıptilerin Mısrayim'in çocuklarından üredikleri de rivayet edilmektedir. "
"Rivayete
göre Küt, Sind ve Hind'e giderek oraya yerleşmiş, buraların halkı ise onun
çocuklarından üremişlerdir."
"Ken'an
oğullarının bir kısmı Şam'a gitmiş, sonra İsrailoğulları Şam'a gelip onları
öldürmüşler, sağ kalanları ise sürüp çıkarmışlar, böylece Şam
İsrailoğulları'nın eline geçmiştir. Daha sonra İsrailoğulları'nın üzerine
yürüyen Rumlar, çok azı hariç olmak üzere onların bir kısmını öldürmüşler, geri
kalan kısmını ise Irak'a sürmüşlerdir. Neticede Arapların gelmesiyle Şam
onların eline geçmiştir."
"Ad
Kavmi'ne kendi zamanlarında ''Ad-ı İrem'' denirdi. Ad Kavmi helak olduktan
sonra Semud kavmine ''Semud-ı İrem'' denildi."
"Tevrat
ehline göre, Erfahşed dünyaya geldiği zaman babası Sam yüz iki yaşındaydı.
Erfahşed'in babası Sam altı yüz yıl yaşamıştır. Erfahşed otuz beş yaşında iken
oğlu Kaynan doğmuştur. Erfahşed de dört yüz otuz sekiz yıl yaşamıştır. Kaynan
otuz dokuz yaşında iken Şalıh adındaki oğlu dünyaya gelmiştir; fakat yukarıda
da anlattığımız üzere, Kaynan sihirbaz olduğu için ilahi kitaplarda ömründen
bahsedilmemiştir. Gabir doğduğu zaman babası Şalih otuz yaşındaydı. Şalih dört
yüz otuz üç yıl yaşamıştır. Gabir'in Falağ ve Kahtan adında iki oğlu dünyaya
gelmiştir. Tufan'dan yüz kırk yıl sonra Falağ doğmuştur. Babası Gabir ise dört
yüz yetmiş dört yıl yaşamıştır. Falağ otuz yaşında iken oğlu Erğu doğmuştur.
Babası Falağ ise iki yüz otuz dokuz yıl yaşamıştır. Erğu otuz iki yaşında iken
oğlu Saruğ dünyaya gelmiştir. Erğu iki yüz otuz dokuz yıl yaşamıştır. Saruğ otuz
yaşında iken oğlu Nahur doğmuştur. Babası Saruğ ise iki yüz otuz yıl
yaşamıştır. Nahur yirmi yedi yaşında iken Hz. İbrahim (A.S.)'in babası olan
oğlu Tarah (Azer) dünyaya gelmiştir. Nahur, iki yüz kırk sekiz yıl yaşamıştır.
Tarah'tan Hz. İbrahim (A.S.) doğmuştur. Tufan hadisesi ile Hz. İbrahim'in
doğumu arasından geçen zaman ise bin iki yüz altmış üç yıldır. Bu sırada Hz.
Adem (A.S.)'in yaratılışının üzerinden üç bin üç yüz otuz yedi yıl
geçmişti."
"Gabir'in
oğlu Kahtan'dan Ya'rub, Ya'rub'tan Yeşcüb, Yeşcüb'ten Sebe', Sebe'den Hımyer,
Kehlan, Amr, Eş'ar, Enmar ve Mürr, Amr'dan Adi, Adi'den Lahm ve Cüzam dünyaya
gelmişlerdir."
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA